Genel Forum Sitesi

ForumSahili'ni henüz ilk defa ziyaret ediyorsanız yardım sayfasını gözden geçirebilirsiniz. Genel forum sitesi ForumSahili'nde mesaj yazabilmeniz, konu açabilmeniz için foruma kayıt olmalısınız.

Munzur Dağlarında Gülabioğulları - İbrahim Sevindik

  • Konuyu Başlatan
  • Yasaklı
  • #1

SABRİ

Yasaklı Üye
Katılım
10 Şubat 2025
Mesajlar
9
Reaksiyon puanı
3
Puanları
1
Konum
Niğde
forumsahili351.png


MUNZUR DAĞLARINDA GÜLABİOĞULLARI
Biz Gülabioğulları olarak yüzlerce yıldır var olmuşuz ve var olduğumuz sürece Munzur Dağları'na yaslanmış, yüksek yaylalarında çadır kurmuş, buz gibi ayranlı çorbasıyla da karnımızı doyurmuşuz. Munzur Dağları'nı yalçın kayalıklarıyla gözümüzde hep dost görmüş, o isyancı ruhumuzla bu haşin dağları her zaman kendimize yoldaş edinmiş ve sırdaş bilmişiz. Munzur Dağı öyle yüce bir dağdır ki, o heybetiyle taa ezelden beri yiğitlerin doğal kalesi olup, bu zamana kadar kendisine sığınan hiçbir isyancıya ihanet etmemiştir. İşte onun için Munzur Dağı bizim gözümüzde dağların en delikanlısıdır.

Belki Munzur Dağları'nın yüksek yaylaları, yaban keçileri ve mis gibi kokan taze sütü, bizim bu güzel yöreyi ebedi yurt edinmemizi gerektirmiş; yoksa niye daha doğuya gitmemiş ya da batıda durmamışız. 1938-1947 yılları arasında Malkara'da dokuz sene sürgünde kaldığımızda, gurbet acısına daha fazla dayanamayıp, tekrar hasretle doğduğumuz topraklara, Kemah'taki Brastik köyümüze geri dönmüşüz.

Munzur Dağları sert coğrafyası, yüksek yaylaları ve nefis kekik kokusuyla bize her zaman güven vermiş ve biz yıllarca burada çadır kurup huzur içinde yaşamışız. Güneşin kutsal, rüzgarın asi olduğu, ateşin suyla söndürülemediği, insanların zorla isyanlara, savaşlara ve sürgünlere mahkum edildiği, kartalların sarp doruklarına yuva yaptığı, yazın zirvelerinde karların erimediği, kayaların geçit vermediği, yeşil vadisinde Munzur Çayı'nın aktığı, Fırat Nehri'nin geçtiği, yamaçlarında meşe ağaçlarının yeşerdiği, yaban keçilerinin otladığı, ur kekliklerinin ötüştüğü, Gülabi Ağa'nın Dersim'den kıl çadırıyla gelip Kemah'ta Brastik köyünü kurduğu ve burayı torunlarına ebedi yurt olarak bıraktığı, Halil Ağa'nın değirmencilik yaptığı, Aziz Ağa'nın kıratını şahlandırıp etrafa hükmederek yiğitliğiyle destan yazdığı, yıllarca hep çakalları titreterek yaşadığımız bu başı dumanlı Munzur Dağları'nda her zaman ağıtlar yakmış, hüzünler beslemiş ve türküler söylemişiz.

Munzur Dağları yemyeşil doğası, tertemiz havası ve buz gibi soğuk sularıyla her zaman Brastikli baba Halil için oğlu Aziz, oğlu Aziz için baba Halil gibi, anne Sırma için kızı Hatice, kızı Hatice için anne Sırma gibi görünmüş ve gözümüz yıllarca hep o başı dumanlı Munzur Dağları'nda dolaşmış. Tabii ki gözümüzün yükseklerde olduğundan değil elbette, yıllarca hep gurbet acısıyla kavrulduğumuz için, belki o burkulan yüreğimiz birazcık sükûn bulur diye, her zaman hasretle bakmışız bu başı dumanlı Munzur Dağları'na.

Munzur Dağları'nın eteklerindeki Brastik köyünde, o çiçeklerin tertemiz kokusunda, kartalların yalçın kayalıklardan havalanıp, Gülabi'nin asaletindeki ve Aziz'in cesaretindeki yiğit insanların, yüksek yaylalara çıkıp, güne tandır ekmeği, tulum peyniri ve filiz çayı ile merhaba dediği sabahı hangi yürek unutabilir.

Munzur Vadisi'ne gidip, o tertemiz havada, buz gibi bir kaynaktan gürül gürül akan Munzur Çayı'nda suya girmenin, tereyağında alabalık yemenin ve isli demlikten çay içmenin keyfini ancak biz biliriz.

Biz Gülabioğulları'nın özgürlüğüne düşkün yiğit evlatları olarak, asırlarca yaşadığımız bu topraklarda, haksızlığa baş eğmeyen karakterimizle, Munzur Dağları'na ne kadar da çok benziyoruz değil mi?

Zaten bizi bilenler bilir, bilmeyenler ise artık her yerde bilecek! "Munzur Dağları ses verdiği zaman!."


İbrahim SEVİNDİK
 
Sevgili arkadaşlar Munzur Dağları'nın nefis güzelliklerini ve orada yaşayan Gülabioğulları'nın o köklü geçmişini anlatan bu öykü gerçekten çok etkileyici ve aynı zamanda da çok duygusal bir atmosfere sahip. Munzur Dağı'nın o yüce ve heybetli yapısı, yiğitlerin doğal kalesi olup isyancılara sığınak olması, bu dağların ne kadar çok önemli olduğunu vurguluyor. Brastik köyünde yaşanan o güzel anılar oradaki yaşam tarzı ile birlikte çok güzel anlatılmış. Munzur Dağları'nın o sert coğrafyası ve oradaki insanların bu dağlarla kurduğu samimi ilişki, metinde derin duygularla çok mükemmel dillendirilmiş. Gülabioğulları'nın özgürlüğüne düşkün, haksızlığa baş eğmeyen karakterinin, Munzur Dağları'nın asil yapısıyla örtüştüğü vurgulanarak, o dağlara olan saygı ve bağlılık ta çok muhteşem yansıtılmış. O Munzur Vadisi'nin yemyeşil doğası, tertemiz havası ve buz gibi soğuk sularında yaşanan güzellikler aynı bir destan gibi insanı etkiliyor. Sevgili İbrahim Sevindik üstadın çok samimi bir üslüpla kaleme aldığı bu öykü gerçekten de Gülabioğulları'nın oradaki özgürlüğünü ve direnişini çok güzel anlatıyor. Bu güzel paylaşımınız için çok teşekkürler.
 

Yorum yapmak için bir hesap oluşturun veya giriş yapın

Yeni bir konu oluşturabilmek veya konulara cevap verebilmek için sitemize üye olmanız gerekmektedir

Hesap oluştur

Forum sitemizde bir hesap oluşturun. Bu işlem çok kolay!

Giriş yap

Zaten bir hesabınız var mı? Giriş yapın.

  • Geri
    Üst