- Konuyu Başlatan
- AdminCP
- #1
- Katılım
- 6 Kasım 2024
- Mesajlar
- 4,060
- Reaksiyon puanı
- 129
- Puanları
- 63
Orta Doğu’da Manda Yönetimlerin Kurulması
Orta Doğu’da manda yönetimlerin kurulması konusuna değinmeden önce Orta Doğu kavramını açmakta fayda var.
Orta Doğu denince çoğumuzun aklına coğrafi bir kavram gelebilir fakat aslında Orta Doğu kavramı Batı medeniyetleri tarafından belirlenmiş olan siyasi bir terimdir. Bu da demektir ki Orta Doğu zaman içinde Batı’nın bölgedeki çıkarları ve müdahaleleri çerçevesinde sınırları değişikliklere uğramıştır.
Orta Doğu; özellikle doğal kaynakları ile tarih boyunca devletlerin egemen olmak istedikleri bir bölge oldu. Bölgedeki önemli yer altı kaynaklarının Osmanlı Devleti’nin egemenliğinde olması ise, Avrupa’nın sanayileşmiş devletlerini Osmanlı Devleti’ni yıkmaya yönelik politikalar oluşturmaya yöneltti.
Önceki konulardan hatırlanacağı üzere İngiltere ile Fransa arasında imzalanan ve Osmanlı Devleti’nin topraklarının paylaşılmasını içeren Sykes-Picot Antlaşması ile Orta Doğu’da bir Yahudi devleti kurulmasını kapsayan Balfour (Balfur) Deklarasyonu, Orta Doğu’nun şekillenmesindeki önemli yapı taşlarından olmuştu. Ayrıca İngiltere, Araplara, Arap Devletleri Konfederasyonu kurmayı vadederek bazı Arap aşiretlerini bağımsızlıklarını elde etmeleri için Osmanlı’ya karşı kışkırtmıştı.
İngiltere ve Fransa, San Remo Konferansı‘nda Orta Doğu ülkelerini paylaşmış ve sonucunda Fransa, Suriye ve Lübnan’da; İngiltere ise Irak, Filistin ve Ürdün’de manda yönetimleri kurmuştu. Fakat büyük devletlerin kurdukları bu sistem karşısında oluşan etkin ve şiddetli muhalefet, Batılı devletlerin ileride hesaplaşmak zorunda kalacakları milliyetçi güçleri harekete geçirecekti.
Orta Doğu’da manda yönetimlerin kurulması konusuna değinmeden önce Orta Doğu kavramını açmakta fayda var.
Orta Doğu denince çoğumuzun aklına coğrafi bir kavram gelebilir fakat aslında Orta Doğu kavramı Batı medeniyetleri tarafından belirlenmiş olan siyasi bir terimdir. Bu da demektir ki Orta Doğu zaman içinde Batı’nın bölgedeki çıkarları ve müdahaleleri çerçevesinde sınırları değişikliklere uğramıştır.
Orta Doğu; özellikle doğal kaynakları ile tarih boyunca devletlerin egemen olmak istedikleri bir bölge oldu. Bölgedeki önemli yer altı kaynaklarının Osmanlı Devleti’nin egemenliğinde olması ise, Avrupa’nın sanayileşmiş devletlerini Osmanlı Devleti’ni yıkmaya yönelik politikalar oluşturmaya yöneltti.
Önceki konulardan hatırlanacağı üzere İngiltere ile Fransa arasında imzalanan ve Osmanlı Devleti’nin topraklarının paylaşılmasını içeren Sykes-Picot Antlaşması ile Orta Doğu’da bir Yahudi devleti kurulmasını kapsayan Balfour (Balfur) Deklarasyonu, Orta Doğu’nun şekillenmesindeki önemli yapı taşlarından olmuştu. Ayrıca İngiltere, Araplara, Arap Devletleri Konfederasyonu kurmayı vadederek bazı Arap aşiretlerini bağımsızlıklarını elde etmeleri için Osmanlı’ya karşı kışkırtmıştı.
İngiltere ve Fransa, San Remo Konferansı‘nda Orta Doğu ülkelerini paylaşmış ve sonucunda Fransa, Suriye ve Lübnan’da; İngiltere ise Irak, Filistin ve Ürdün’de manda yönetimleri kurmuştu. Fakat büyük devletlerin kurdukları bu sistem karşısında oluşan etkin ve şiddetli muhalefet, Batılı devletlerin ileride hesaplaşmak zorunda kalacakları milliyetçi güçleri harekete geçirecekti.