Genel Forum Sitesi

ForumSahili'ni henüz ilk defa ziyaret ediyorsanız yardım sayfasını gözden geçirebilirsiniz. Genel forum sitesi ForumSahili'nde mesaj yazabilmeniz, konu açabilmeniz için foruma kayıt olmalısınız.

Orhan Boran Kimdir?

Starliçe

Hayat sevince güzel ❤
Yönetici
Katılım
6 Kasım 2024
Mesajlar
4,060
Reaksiyon puanı
129
Puanları
63
forumsahili337.jpg


Orhan Boran (30 Haziran 1928, İstanbul - 26 Mayıs 2012, İstanbul), Türk radyo ve televizyon sunucusu, gazeteci, aktör.

1960'lı yıllarda Türkiye'de ilk stand-up komedi şovunu gece kulüplerinde Ayaküstü Gırgır adıyla başlatan mizahçıdır. Bir mendil, bir gözlük ve ayaklı bir mikrofondan ibaret aksesuarlarla yaptığı gösterisi ile 1960'lı yıllarda radyo, 1970'li yıllarda televizyon yıldızı olmuştur.

Yaşamı
1928 yılında İstanbul'da doğdu. Babası, İstanbul'un işgali sırasında Tıbbiye'deki direnişin örgütlenmesindeki rolü ve Sivas Kongresi'ndeki manda karşıtı konuşması ile tanınan doktor Hikmet Boran'dır. Edremit Cumhuriyet İlkokulu'nu bitirdikten sonra 1938 yılında yatılı olarak Galatasaray Lisesi'ne girdi.

Galatasaray Lisesi'nde okurken, İstanbul Şehir Tiyatroları'nda rejisör olan ve okul temsillerini sahneye koyan Necdet Mahfi Ayral'ın sahnelediği bir Moliere oyununda rol alması, ilk sahne deneyimi oldu. 1946 yılında liseden mezun oldu ve Türkoloji Fakültesi'ne yazıldı.

Yükseköğrenimine başladığı sırada, Necdet Mahfi Ayral, kendisini Muhsin Ertuğrul ile tanıştırdı. İstanbul Şehir Tiyatroları'nda işe başladı, 17 oyunda rol aldı.

Şehir Tiyatroları'nda iken Türkiye'ye gelen bir Fransız topluluğa tercümanlık yaptı ve topluluğun daveti üzerine Fransa'ya giderek Paris'teki "Théâtre des Mathurins" Tiyatrosu'nda bir yıl kadar staj yaptı. Burada bazı sahne sanatçılarının esprili konuşmalar yaparak halkı güldürmesinden esinlendi, ülkesine döndüğünde değerlendirmeyi tasarladı.

Türkoloji Fakültesi'ndeki öğrenimini 3. sınıftan terk edip İstanbul Radyoevi'nde radyoculuğa başladı. Ekrem Reşit Rey'in asistanı olarak girdiği Radyoevi'nde temsil yayınları rejisörlüğü yaptı; yeni program fikiri ve uygulamaları getirdi.

1950'de ek iş olarak Elmadağ'da açılan Kervansaray gece kulübünde, sanatçıların sahne sırasını organize etmeye başladı. İstanbul Radyosu yönetimi, kendi kadrosunda bulunan bir sanatçının barda çalışmasını hoş karşılamayınca, radyoevindeki görevinden ayrılmak zorunda kaldı.

Yeni işinde Paris'te "Théâtre des Mathurins" tiyatrosundan edindiği tecrübelerle, esprili anonslar yapması çok beğenildi ve kısa süreli, esprili sohbetler yapması teklif edildi. Hayalî bir eş, kaynana ve kayınbiraderle yaşanan maceralara ilişkin fıkralar anlatarak sahne komedyenliği yaptı. Onun sohbetleri, kendisinin "Ayaküstü gırgır" dediği, bugün stand-up olarak adlandırılan sahne performansının Türkiye'deki ilk örneği oldu. Radyoda bir firma reklamı için "11 soru bilgi yarışması" programını yaptı ve büyük ilgi gördü.

1956 yılında BBC'nin Türkçe Servisi'nde çalışmak üzere açılan sınavı, 220 kişi arasından birincilikle kazanarak Londra'ya gitti. BBC Türkçe Servisi'nde pek çok program yaptı, haber okudu. Dünya Gazetesi'nin Londra muhabirliğini üstlendi. 17 Şubat 1959'da, içinde Adnan Menderes'in de bulunduğu uçağın, Londra'nın 40 kilometre güneyindeki Gatwick Havalimanı civarında, iniş sırasında düştüğünü dünyaya ilk duyuran Orhan Boran oldu.

4 yıl kaldığı İngiltere'den, yakın dostu Şakir Eczacıbaşı'nın kendisini daveti sonucu Türkiye'ye döndü. Firmalar ve bankalar için birçok bilgi yarışması programı yaptı. BBC Radyosu'nda yaşadığı bir deneyimden esinlenerek 1959 yılında "Yuki" adlı hayali kahramanı yarattı ve bu hayali kahraman ile diyaloglarına dayanan bir radyo programı yaptı. "Yuki", halk tarafından çok bepenilip bir fenomen oldu; Altan Erbulak tarafından çizgi romana uyarlandı, 1960'lı yılların sonunda plağı yapıldı. Orhan Boran, Milliyet Çocuk'ta, Pazar Dergisi'nde Yuki ile köşe yazıları yazdı.

Radyo komedyenliğinin yanı sıra gece kulüplerinde sahne komedyenliğini sürdüren Boran'ın bir mendil, bir gözlük ve ayaklı bir mikrofondan ibaret aksesuarlarla yaptığı sahne gösterisi çok popüler oldu. 1970'li yıllarda eğlence endüstrisinde gazinoların ortaya çıkmasından sonra gazinolarda ve sanatçı kadrosunun çıktığı turnelere sahne amirliği yaptı. Bu dönemde çeşitli Yeşilçam filmlerinde de rol aldı. Sahne yaşamına 1980'de Şan Tiyatrosu'nda sahnelenen "Müzikal Kahkaha" adını verdiği oyunla son verdi.

Muhabirlikle başlamış olan gazeteciliği Hürriyet ve Milliyet gibi gazetelerinde yazarlık yaparak sürdürdü.

Türkiye'de televizyon yayını başladığında bir televizyon yıldızı oldu. Reklam filmlerinde oynadı. 1994'te Show TV'de yayınlanan Şansını Dene yarışmasında yarışmacı olarak görev aldı. Bir süre, Kim Milyoner Olmak İster? yarışmasını da sundu.

2002 yılında yakalandığı kolon kanseri sebebiyle iki defa ameliyat geçirdi. "Hayatımın son yıllarını saçlarım dökülmüş olarak geçirmek istemiyorum. Öleceksem insan gibi bu halimle öleyim. Şu dünyayı sefil halde terk etmek istemiyorum. Hayranlarım beni hep bu halimle hatırlayacak, saçları dökülmüş olarak değil!" diyerek kemoterapi tedavisini reddetti.

10 Haziran 2005'te, Beşiktaş Kültür Merkezi'nin (BKM), "Orhan Boran Show" adıyla Harbiye Cemil Topuzlu Açık Hava Tiyatrosu 'nda organize ettiği jübilede, 59 yıl emek verdiği meslek hayatına ve 25 yıl uzak kaldığı sahneye veda etmek üzere son kez sahne aldı.[5]

26 Mayıs 2012'de öldü ve Zincirlikuyu Mezarlığına defnedildi.

Hayalî tiplemeleri

Yuki

Orhan Boran, İngiltere'de BBC Türkçe servisinde çalıştığı yıllarda, bir stüdyo çalışması sırasında, teknisyenin bant kaydını zaman kazanmak amacıyla hızlı geçmesi sonucu, konuşma seslerinin hızlı ve ince çıkması stüdyoda bulunan İngilizleri güldürmüştü. Bu olay Boran'da ilham yaratmış ve "Hiç Türkçe bilmeyenler anlamadan bu kadar gülerse, kim bilir Türkiye'de ne kadar gülerler!" diye düşündürmüştü.

Orhan Boran, İlk defa 1959 Nisan'ında bir pazar sabahı İstanbul Radyosu'nda dinleyicilere "Yuki" adıyla; bir hayali yaratık tanıttı. Türkiye'de 1960'ların unutulmaz radyo kahramanı haline gelen "Yuki", hızla dönen banttaki konuşma sesinden ibaretti. Bu sesi çıkaran mahluk, ne çocuk, ne büyük, ne insandı. Orhan Boran'ın tanıttığı şekliyle; Brezilya ormanlarında yaşayan, nesli tükenmiş bir aileden, tavşan kulaklı, sincap kuyruklu, kazma dişli, zeki bir yaratıktı. Orhan Boran'la sohbet ederler, Yuki 'nin yaşadığı, komik, heyecanlı, gerçek dışı olaylardan, gündelik sorunlardan bahsederler, kimi zaman da ahlaki değerleri gündeme getirirlerdi. Zaman zaman Yuki, şakanın ölçüsünü kaçırır, Orhan Boran'dan güya bir tokat yer, "Viiik!" diye kısa bir çığlık atardı. Yuki programı radyoda 14 yıl boyunca yayımlandı.

Şu bizim kayınbirader
Orhan Boran'ın yarattığı "Kayınbirader" tiplemesi; Yuki 'den farklı olarak, karşılıklı sohbet ettiği bir varlık değildir. Sadece adından, yaptıklarından ve konuşmalarından konu ettiği hayali bir kayınbiraderdi. Bu kayınbirader, zaman zaman çok zeki ve şaşırtıcı, zaman zaman da çok saf ve salakça davranan bir tiplemeydi. Bazen de sohbetlerine "Şu bizim kayınbirader dün bana dedi ki..." diye başlar; işin içine biraz da kaynanasını katarak, radyo başındaki insanları gülmekten kırar geçirirdi.

Kitapları
Leyleğin Ömrü (Anı)

Filmleri
1946 - Domaniç Yolcusu / Unutulan Sır
1949 - Kanlı Döşek
1952 - Yıldırım Beyazıt ve Timurlenk
1952 - Söz Müdafaanındır
1953 - Kaldırım Çiçeği
1953 - Balıkçı Güzeli / 1002. Gece
1960 - İçimizden Biri / Ölüm Çemberi
 

Yorum yapmak için bir hesap oluşturun veya giriş yapın

Yeni bir konu oluşturabilmek veya konulara cevap verebilmek için sitemize üye olmanız gerekmektedir

Hesap oluştur

Forum sitemizde bir hesap oluşturun. Bu işlem çok kolay!

Giriş yap

Zaten bir hesabınız var mı? Giriş yapın.

  • Geri
    Üst